FERAHFEZA 

www.ferahfeza-ist.com

Mimarlar Odası binasının terasını kendine mesken edinen Ferahfeza’yı dolduran yaz esintisinin peşinden terasa doğru ilerlediğinizde arkanızda Galata Kulesi, önünüzde liman ve Tarihi Yarımada, yanda Haliç’in tepeleri karşılıyor sizi.

Restoran, bar ve lounge alanlarında duvarlardaki aynalar sayesinde İstanbul’un her iki cephesini de görmek mümkün. Yüksek tavanlar ve ortadaki açık mutfak da mekânı iyice ferahlatmış.  Ferahfeza’nın farklı Akdeniz ülkelerinin mutfaklarından derlenen akşam menüsü küçük soğuk lezzetler, yöresel peynirler, küçük sıcak lezzetler, ana yemekler ve tatlılar şeklinde gruplanmış. Ayrıca şeften günün önerileri var.

HAMDİ RESTAURANT 

www.hamdi.com.tr

1970'ten beri Güneydoğu'nun lezzetli kebaplarını İstanbullulara sunan Hamdi Et Lokantası’nın menüsünde patlıcan kebabı, erikli kebap, haşhaş kebabı, sarımsaklı kebap, fıstıklı kebap, çiğ köfte ve testi kebabı gibi lezzetler yer alıyor. Hanifi Akçil’in mutfağından tatlı yemek isterseniz baklava, künefe, katmer, kahke alabilirsiniz. Hamdi’de bir Şark Köşesi, üç kata yayılan salonlar, Boğaz manzaralı 140 kişilik bir teras ve 35 kişilik bir VIP salon mevcut. Servis özenli. Teras’ta oturup bir yandan yemek keyfi yaparken bir yandan da aşağıdaki insan selini seyretmek, iskeleye yanaşıp ayrılan vapurları izlemek başlı başına bir zevk. Hamdi’nin yanındaki Hamdi Baklava Cafe’den de tatlı alışverişinizi yapabilirsiniz.

BANYAN RESTAURANT

http://www.banyanrestaurant.com

Feng Shui kurallarına göre dekore edilmiş Banyan’da dinlendirici ve arınmış bir atmosfer var.Menü, Türk damak tadına uyarlanmış Asya füzyon lezzetlerinden oluşuyor. Banyan’ın bir özeliği de ‘votkatini’leri. Yemekten önce bu tarçınlı, zencefilli, acı biberli, sarımsaklı, karabiberli votka martini kokteylleri yudumlamak son derece zevkli. Ayrıca kokteylleri tamamen taze meyvelerden hazırlıyorlar, kesinlikle konsantre meyve suyu kullanmadıklarının altını özellikle çiziyorlar. Bir de işin Boğaz boyutu var. Tüm bu anlattıklarımıza nefis bir manzara ekleyin. Mekan Ortaköy sahilinde, iskelenin yanıbaşında yer alıyor. Pazarları 10.00-15.00 arasında brunch var. 

Yemek içinse şefin önerileri birçok baharat çeşidiyle hazırlanan Orange Beef, Muz Yaprağında Levrek, Sake Marineli Kömürde Filet Mignon, başlangıçlardan Banyan Plate, salatalardan özel Thai sosuyla servis edilen Dana Etli Salata, Yeşil Asya Salatası, Yedi Yeşil Salata (karides, levrek, kalamar, ahtapot), tatlılardan ise Banyan sıcak çikolatalı kek.

TRABZON KULTUR DERNEGI

http://www.trabzonkultur.org.tr

Trabzon Kültür Derneği, Beylerbeyi'nden Burhaniye'ye doğru çıkan yol üstünde, sağa doğru kıvrılan daracık bir sokaktan girince karşınıza çıkıyor. En başta "bu mekanın burada işi ne?", "şehrin göbeğinde nasıl da gizlenmiş" gibi soru cümleleri kurmanıza neden oluyor. Trabzon Kültür Derneği müşterilerine yeşillikler içerisinde ferah bir ortam sunuyor, sadece yemek yemek için değil, ofiste bunalanların çalışması için de ideal bir ortam.İnsanı baştan çıkartabilecek bir çok lezzeti menüsünde barındıran Trabzon Kültür Derneğini ister kahvaltıda tereyağ ve peynir yemek için, ister öğle yemeğinde pazı sarma yemek için, isterseniz de akşam rakı - balık için ziyaret edin, kesinlikle keyif alacaksınız..

NAMLI RUMELI KOFTECISI

Namlı Rumeli KOFTECISI

Namlı Rumeli Köftecisi 25 yıllık lezzet deneyimi ile müşterilerine en iyi kalitede hizmet vermeye gayret gösteriyor. Özellikle köfte ve irmik helvası konusundaki uzmanlıklarını yılların tecrübesi ile birleştiriyor ve müşterilerine titizlikle hizmet veriyor. Aynı zamanda sahip olduğu namıyla turistlerinde gözdesi haline gelen Namlı Rumeli Köftecisi, tarihi ambiyansında konuklarını ağırlıyor.

DURUMZADE

Dürümzade

Salaş ve küçük bir dönerci Dürümzade. Hızla büyüyen ve gelişen fast- food sektörüne inat ayakta duran bu alkolsüz esnaf işletmesi, şüphesiz sundukları lezzetlerle bunu başarıyor. Uğrak dürümcü adreslerinden biri olan Dürümzade’nin, özellikle soslu lavaşlı adana dürümü müşterileri tarafından büyük ilgi görüyor.Ünlü şef Anthony Bourdain de  bu mekanı ziyaret edenler arasında.

CAN OBA RESTAURANT

http://www.canobarestaurant.com

Can Oba ismini duyduysanız büyük ihtimalle hakkında iddialı methiyeler çalınmıştır kulağınıza. Henüz duymadıysanız da şaşırmayın, zira kendisi adını duyurmaktan çok iyi yemeği iyi fiyata sunmayı tercih eden usta bir şef, kendi adını verdiği restoranı ise Vedat Milör'ün "İstanbul'a yakışan lokanta" diye tanımladığı ufak çaplı bir fenomen.

KIVA HAN

http://galatakivahan.com/

Yöresel Anadolu mutfağının unutulmuş, kıyıda köşede kalmış ya da civarımıza pek uğramamış tariflerini Galata Kulesi dibinde açılan Kiva Han’da tadabilirsiniz.

HUNKAR LOKANTASI

http://www.hunkarlokantasi.com

Türk mutfağının lezzetlerini uzun yıllardır önce Fatih'te, sonra Etiler ve Nişantaşı'nda sunan Hünkar, damak tadına düşkün olanların çok iyi bildiği adreslerden biri. Şef Feridun Ügümü’nün hazırladığı menüde Türk ve Osmanlı mutfağının seçkin örnekleri a la carte olarak ancak yine de görerek sipariş ediliyor. Izgara et ve balık, zeytinyağlı çeşitleri, sıcak Türk yemekleri, mantı… Tatlı olarak Türk mutfağının sütlü ve hamur tatlılarından on beş çeşit sunuluyor. Akşamları meyhane tarzında ikramları da var. Restorana adını veren Hünkar Beğendi ve Topik mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden. Ancak bol ve leziz seçeneklerin arasında sıra onlara gelmeyebilir.

AL BUSHRA

http://albushra.com.tr/

Nefes kesen Boğaz manzarasıyla ve terasıyla Hilton İstanbul'un 9. katında açılan 'Al Bushra' eşsiz yemekleri, seçkin şarapları ve Lübnan mutfağına özel sunumuyla İstanbul hayatına yeni bir soluk getirecek.

Ortadoğu mutfağı, şehirde en çok eksikliğini hissettiklerimizin başında geliyor. Oysa ki malzeme, tarif veya damak tadı olarak Türkiye’nin bazı yörelerine epey benziyor. Tam da bu yoksunluğun ortasında Hilton’un yeni restoranı Al Bushra’nın açılış haberi bizi çok heyecanlandırdı. Otelin dokuzuncu katında, eski The Roof Restaurant’ın  yerine açılan bu Lübnan mutfağı, oryantal dekorasyon detaylarıyla bildiğimiz/sevdiğimiz mekâna masalvari bir hava katmış. Zaten manzara malumunuz; Boğaz ayaklarınızın altında. Gelelim yemeklere…
Bu aralar Beyrut’a gitmek pek moda malumunuz. Ya gitmişsinizdir ve yediklerinize doyamamışsınızdır, ya da yakında gitmiş olan dostlarınızın ballandıra ballandıra anlattıkları o mezeleri ağzınızın suyu akarak dinlemişsinizdir. İşte onların hepsini artık Al Bushra’da yiyebiliyorsunuz. Mutfakta deneyimli Lübnanlı şefler var. Warakenab (Lübnan usulü yaprak sarması), kebbeh nahey (bulgurlu çiğ et), falafel, humus, samboussik (kıymalı fıstıklı börek), tabbouleh, babagannush gibi mezeler her ne kadar doyursa da midenizde mutlaka ana yemeğe yer bırakın. Kömürde pişirilen castaleta, jawaneh dajah, kafta kebab gibi et ve tavuk çeşitleri var menüde.
Bazı masaların üzerinde dönebilen bakır siniler yer alıyor ki bu masada meze paylaşımını oldukça kolaylaştırıyorlar. Yemeğin yanında restoranın zengin kavından şarap seçebileceğiniz gibi bizim tavsiyemiz tercihinizi rakıdan yana kullanmanız. Lübnan’da yemeklere eşlik eden arak (gümrük mevzuatı nedeniyle ithalatı şu an için yapılamıyor) bizim rakının ikiz kardeşi gibi. Dolayısıyla yemeklerin hakkını en iyi bu şekilde verirsiniz. Gelelim son dokunuşa. Bizi dinleyin ve patlıcan ve ceviz tatlılarından, Gaziantep’ten gelen kuru baklavadan ve sıcacık servis edilen künefeden tatmadan sofradan kalkmayın.

VIRGINIA ANGUS

http://www.virginiaangus.com.tr/

8-10 masalık ufak ama lezzetleriyle büyük Virginia Angus, hem bir gurme hamburgerci, hem bir steak house, hem de bir kasap.

Yurt dışında oldukça popüler olan, Türkiye’de yeni yeni yayılan bir sığır türü angus. Kuzey İskoçya’dan çıkıp gelen bu simsiyah, tıknaz ve boynuzsuz sığırlar tüm dünyada bakımının kolaylığı ve -bizi ilgilendiren kısmıyla- lezzeti ile ünlü.

 Bu konuda şüphesi olanlar Eminönü’nde, Rüstem Paşa Camii’nin arkasındaki Uzunçarşı Caddesi’nde bulunan Virginia Angus’u ziyaret edebilir hiç çekinmeden. İncik boncuk satan dükkânların arasından geçerek girdiğimiz Virginia Angus, bir hamburgerci ve steak house için biraz sıra dışı bir noktada olsa da çok geçmeden anlayacağımız gibi Eminönü’ne gelmek için başlı başına bir sebep.

MISS PIZZA

http://www.misspizza.com.tr/

Yolunuz Cihangir’e düşerse Miss Pizza’ya mutlaka uğrayın. Özellikle pizza düşkünüyseniz, burada uzun zamandır aradığınız mutluluğu yakalayacaksınız.

Miss Pizza’nın sahipleri ve aynı zamanda mutfak şefleri Elif Tokatlıoğlu ve Selen Akınal Balcıoğlu, bu küçük ve sevimli mekânda birbirinden leziz pizzalar yapıyorlar. Ama İtalyan bir pizza ustasından da yardım aldıklarını inkar etmiyorlar. Porsiyonlar bir kişiyi tıka basa doyurur büyüklükte. Hepsi girişte karşınıza çıkan odun fırınında, gözünüzün önünde yapılıyor. Önerimiz, pesto soslu, marine edilmiş kabaklı ve ricotta peynirli Pizza Pesto ile baharatlar ve domates sosla marine edilmiş karidesli, karamelize soğanlı ve siyah zeytinli Deniz Mahsullü Pizza. Selen ve Elif, pizzalarında kullandıkları tüm malzemeleri  özellikle sebzeleri taze alıyorlar. Menüde ilgimizi çeken diğer seçenekler, Mantarlı Pizza (domates sosu, mozzarella peyniri ve mantar), Pizza Funghi (truffle yağı ile marine edilmiş kestane mantarı, porcini mantarı ile gorgonzola ve mozzarella peyniri), Pizza Fiorentina (gorgonzola peyniri, mozzarella, radicchio, ceviz), Dört Peynirli Pizza (mozzarella, emmenthal, gorgonzola, parmesan, ızgara birer) ve Pizza Honey mozzarella, taze kaşar, bal, çam fıstığı).. Domuz eti seviyorsanız Pizza Cappricciosa’da domuzun envai çeşidi mevcut yani tam size göre. Pizza haricinde çorba, salata ve şarküteri tabakları da sunuyorlar. Paket servisleri de bulunan Miss Pizza’nın fiyatları çok uygun.

CIYA SOFRASI

ÇİYA SOFRASI

http://www.ciya.com.tr

Çiya’nın birbirinden lezzetli yemeklerinin yanı sıra envai çeşit otları da dillere destan.
Menüyü oluşturan Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu ağırlıklı Anadolu’nun değişik yörelerinden alınan envai çeşit tarifle hazırladıkları yemeklerinde kullandıkları malzemeler de bu yörelerden sağlanıyor.

 İki katlı mekânda Şıhılmahşi, Mualle, Dövme, Unut Beni, Maş Çorbası, Malhıtalı Çorba, Lebeni Çorba, Firik Pilavı, Kömeç Aşı, Sitti Simidi, Yeşil Erik Tavası gibi ilginç yemekler var. İncir Tatlısı ve Melengiş Kahvesi ile yemek sonlandırılabilir. Günlük menüyü internet sitelerinden takip edebilirsiniz. Vitrine kurulmuş turşular ise hem görüntüleri hem de lezzetleri ile son derece başarılı. Tüm bu başarının arkasındaki Musa Bey ile eşinin tatlı sohbeti ise Çiya’ya uğrama sebeplerimizden bir başkası. Çiya’nın aynı sokakta iki dükkânı daha bulunuyor. Biri kebapçı, diğerinde ise hem yöresel yemekler hem de kebap var. Aynı telefon numarasından üç dükkâna da ulaşılabiliyor.

DARUZZIYAFE

DARÜZZİYAFE 

http://www.daruzziyafe.com.tr

Dârüzziyafe’de geleneksel Osmanlı lezzetlerini tadabilirsiniz.

NATO zirvesinde konuklara ikram ettikleri Yufkalı Dârüzziyafe Köfte, yaz menüsünün en beğenilen yemeklerinden Hünkar Beğendi, kış menüsünden Keşkekli Kebap, sebze ağırlıklı Süleymaniye Çorbası, mevsim sebzelerinden zeytinyağlı çeşitleri ile keşkül ve fırın sütlaç şefin tavsiyelerinden. Avluda 400 kişiye kadar hizmet verebilen Darülziyafe’nin Kanuni salonu 350 kişi, Sinan Salonu ise 250 kişi alıyor. Gerçek bir Osmanlı ziyafeti için Dârüzziyafe’yi bir kenara not edin.

RAIKA

http://www.raika.com.tr

Raika, Anadolu’nun yöresel ve etnik mutfaklarından pek çok farklı lezzeti, yenilikçi ve yaratıcı bir yorumla sunuyor. The Marmara Taksim’in panoramik şehir manzaralı teras katındaki restoran, 190 kişi oturma kapasitesine sahip. Ayrıca, özel organizasyonlar için 40 kişilik toplantı odası bulunuyor.
Menüde mevsimselliğin ön planda tutulduğu Raika’da, Anadolu sofra geleneklerinin en köklülerinden biri olan “paylaşma”, bir servis üslubu olarak sunuluyor. İstanbul manzaralı bar bölümü, açıldığı günden bu yana akşamüstü buluşmalarının vazgeçilmez adresi.

KANTIN LOKANTA&CAFE&DUKKAN

http://www.kantin.biz

Mutfağını modernize ederek alt kata taşıyan Kantin aynı zamanda, hazırladığı lezzetleri girişteki, sokağa yakın ‘dükkan’da satışa sunuyor. Restoranda yenen her şey burada evlere servis yapılabiliyor. Kek, kurabiye tarzı patisserie ürünleri de bulunuyor bu katta. Kantin’de yemeklerden sunuşlara, dekorasyona kadar ince zevki görmek mümkün. Her gün farklı sıcak yemekler servis ediliyor. Şef Şemsa Denizsel aynı zamanda mekân sahibi. Hazırladığı menüde asma yaprağında sardalye, limonlu piliç ızgara, falafel, poşe somon ve közlenmiş patlıcanlı çıtır pizza gibi lezzetler var. Yemeklerin yapımında özel üretim soğuk press Ayvalık zeytinyağı kullanılıyor, bu zeytinyağının farklılığını özellikle salata yerken hemen anlıyorsunuz. Kendi odun fırınlarından çıkan tam buğday, çavdar ekmekleri ile çıtırları da çok başarılı. Sadece ekmekler değil her türlü fırın yemeği de bu odun fırınında pişiriliyor. Yemeğinizin yanında taze naneli ferah ayran öneriyorlar. Limonataları, şekersiz buzlu çayları da doğal ve lezzetli. Mekân aynı zamanda işten başını kaldıramayan, ancak midesini zararlılarla doldurmak istemeyen Nişantaşılıların cankurtaranı. Kantin’e gelip yemeğinizi paket yaptırabiliyorsunuz. Sağlıklı, lezzetli ve özenli bir yemek için Kantin'in birbirinden iyi önerileri var, karar vermek size kalmış. Ayrıca 15.00’den itibaren çay saati başlıyor. Eski kaşar, taze simit ve demli çay… 

MIKLA

http://www.miklarestaurant.com

Mikla, numnum gibi markaların yaratıcısı, İstanbul gastronomi sahnesinin önemli aktörlerinden Mehmet Gürs, yepyeni bir restoranla bu sefer de İtalyan mutfağını kendi yorumuyla şehre taşıyor. Trattoria Enzo özel olarak üretilen günlük el yapımı makarnaları, usulüne uygun mayalanmış hamur ile ızgarada ve odun fırınında hazırlanan pizzalarıyla safkan bir İtalyan.

SUNSET GRILL&BAR

http://www.sunsetgrillbar.com

Adına uygun biçimde, İstanbul'da güneşin batışının en geniş spektrumla izlenebileceği noktalardan biri Sunset'in bulunduğu yer. Dolunay gecelerini burada geçebilirsiniz.

Şehirli bir şıklığı yansıtan dekorasyonuyla Sunset artık bir klasik. Menü uluslararası mutfak; Japon, Modern Türk ya da sushi; seçim size kalmış. Japon şef Hiroki Takemura’nın hazırladığı Japon mutfağına ait özel bir menüleri var. Türk ve uluslararası mutfağın şefi ise Hüseyin Aslan. Kuzu incik, beğendili kebap, pazı dolması, yoğurtlu kebap Hüseyin Usta’nın mutfğından seçtiklerimiz. Tatlı olarak da sakızlı muhallebi, ekmek kadayıfı ve kabak tatlısını öneriyorlar. Sunset bir Japon ya da sushi restoranı olmamasına rağmen İstanbul’da en iyi sushi’yi yapan yerlerden biri. Sushi şefi Prasat Thongkhun ve tüm ekibi Tayland’lı. Yemekten önce, Roederer Cristal’den Krug’e dünyanın en iyi şampanyalarını yudumlayabilirsiniz. Sunset’in şarap kavı çok geniş. Petrus’ten La Tâche’a, Château Latour’dan Sassiccaia’ya, Opus One’dan Château d’Yquem’e, dünyanın en seçkin şaraplarıyla dolu. Sommelier’leri Süleyman Şen ise işinin ehli. Şarap seçerken zorlanırsanız kendisine danışabilirsiniz. Remy Martin Louis XIII’den asırlık Bisquit’lere, 40 yıllık Springbank malt viskisinden 60’lı yılların Porto’larına uzanan geniş bir yelpazeden seçeceğiniz bir dijestifle de yemeginizi noktalayabilirsiniz. Ayrıca bir de baharat bahçeleri var. Burada salatalarda, bazı içkilerde ve yemeklerde kullandıkları otları yetiştiriyorlar.

LACIVERT RESTAURANT

http://www.lacivertrestaurant.com

Anadolu yakasında eski Türk filmlerine dekor olmuş bir yalının içinde hizmet veren Lacivert, atmosferi, huzurlu bahçesi, lezzetli yemekleri ve özenli servisiyle şehrin en özel restoranlarından biri.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün ayağındaki mekânda yaz aylarında Boğaz'ın serin esintisi eşliğinde yemek yiyebilir, kışın Şahmaran Salonu’nda içkinizi yudumlayabilirsiniz. 

Bu sade ama şık lokantanın menüsünde alaturka Balık Çorbası, Portekiz usulü karides, beğendili levrek külbastı, Chateaubriand, kuzu sırtı ve salataların da dahil olduğu nefis seçenekler mevcut. Tatlılardan elmalı baklava, çikolatalı sufle, creme brûlee ise şef Hüseyin Ceylan’ın tavsiyesi. Avrupa yakasından gelenler için Rumeli Hisarı'ndan ücretsiz tekne servisinin yapıldığı restoranın pazar brunch'ları da çok tutuluyor. Her pazar 11.00-14.00 arasında gerçekleşen açık büfe brunch’la başlayan gün a la carte servisle devam ediyor. İki ayda bir brunch büfesine ek olarak yöresel mutfaklardan lezzetler de sunan Lacivert’e bir gün yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederiz.

MUZEDECHANGA CAFE&RESTAURANT

http://www.changa-istanbul.com

Başarısı tescilli Changa'nın Sakıp Sabancı Müzesi içindeki kardeşi.

Sanatseverlerin gözde mekânlarından Müzedechanga’nın ahşap ağırlıklı dekorasyonu ferah, aydınlık bir mekân olmasını engellememiş, çünkü ön cephesi tamamen cam ve önünde de hiçbir zaman kesilmeyecek bir Boğaz manzarası var. Yemeklere gelince, gün boyu gayet hafif bir menü sunuyorlar: Zeytinyağlı sebze yemekleri, karanfilli köfte, ızgara tavuk, taratorlu börülce... Akşam yemeği için rezervasyon şart. Sade ama oturaklı bir menü çıkıyor bu sefer de karşınıza: Fasulye püresi, nane ve yeşil biberli taze iç bakla salatası ile servis edilen ızgara laos; sucuklu kroket ve viski soslu ızgara bonfile, rezene, enginar ve zeytinli kuzu; lor ve fesleğenli kızarmış kabak çiçekleri, yaban turplu balık köftesi, Antakya çökelek peynirli dana dil pane, karidesli sigara böreği; tatlı olarak da dondurma ve pişmaniye ile servis edilen kırmızı çili biber ve şarapta pişmiş armut sıralanabilir... Izgara bonfile, kuzu pirzola, ızgara tavuk, safranlı kuzu, lor ve ıspanaklı tortellini. Daha çok caz çalıyor, fonda. Sohbetinizi bölmeyecek şekilde. Genç garsonların sempatik tavırları ve servisin hızlılığı Müzedechanga’nın artıları. İçkilere gelirsek; çeşit bol. Mojitodan martiniye, kokteyllerden şarap çeşitlerine kadar... Yaz aylarında Boğaz manzaralı terasını özellikle tavsiye ediyoruz.

CHILAI

http://www.chilai.com.tr/

Boğaz'ın hemen üstünde, modern dekorasyonu ve şeflerinin yarattığı iddialı menüleriyle İstanbul gece hayatına yeni bir nefes getirecek...

Bebek’te Baylan’ın hemen yanındaki binada uzun süredir devam eden hummalı çalışma sonunda tamamlandı. Adını semtin eski isimlerinden biri olan Chilai’dan alan mekân, Angel Blue’dan tanıdığımız Angel grubuna ait; şehirde eşi benzerine rastlayamayacağınız üç katlı bir kaliteli bir yemek kompleksi; bünyesinde sushi bar, sanat galerisi, bistro, lounge, bar, fine-dining, pastane ve şarküteri bölümleri yer alıyor. Bir diğeri bölüm ise teras katındaki havyar, istiridye ve şampanya barı ancak bu bölüm yaz aylarında açılacak.

Chilai’da tüm çalışanların hepsinin akademik geçmişi var. Burada aynı zamanda çok dil konuşuluyor; herkes İngilizce biliyor, hatta Uzakdoğu ve Arapça hariç tüm diller konuşuluyor mekânda. Yabancı misafirleri olanların ‘İstanbul’da nereye götürsek?’ derdine çare oluyor. Yatıyla gelmek isteyenler giriş katın veranda kısmında bulunan iskeleden giriş yapıyor mekâna. Özel müşteriler için VIP araç ve limuzin servisleri de var. Kısacası Chilai’da hizmet überlüks.

Chilai’da menüler ağırlıklı olarak Asya olmak üzere dünya lezzetlerini bir araya getiriyor. Menüde tavuğa yer yok; onun yerini birçok yemekte domuz alıyor.

Barda aklınıza gelebilecek tüm içkileri bulmanız mümkün. Klasiklerin yanı sıra mekâna özel kokteyller de mevcut. 

Hemen girişteki pastane ekmek konusunda oldukça iddialı. Focaccio, baget ve daha birçok çeşit ekmeği kendileri üretip bu bölümde satışa sunuyorlar. Ekmeğin yanı sıra günlük taze çeşitleriyle pastalar, kurabiyeler de bulmanız mümkün. Şarküteride ise domuz, peynir ve salam, kaz ciğeri gibi başka şarküteride bulamayacağınız kalitede markalar, lezzetler sunuluyor. Ayrıca Chilai’ın kendi ürettiği reçeller, zeytinyağları ve bulunması oldukça zor koşer şarapları yine bu bölümde satışta.

Bir üst katta sushi bar yer alıyor.

 Burada Japon mutfağının vazgeçilmezlerini bulmanız mümkün. Bu bölümde aynı zamanda bistro menüsü de servis ediliyor. Sessiz maç yayını ile maç izlemek isteyenler bu zevklerinden mahrum bırakılmıyor. Bu kat sahip olduğu donanım ve oturma düzeni ile 100 kişiye kadar toplantı yemekleri ve lansmanlar için de kullanılıyor. Bu katta sushi barın yanında bulunan sanat galerisi bulunuyor.

Bu katın da üstünde özel rezervasyon ile belirli saatlerde açık kalacak olan fine-dining bölümü yer alıyor. Servis edilen menü haftalık olarak değiştiriliyor. Bölümün hemen girişinde fine-dining’e yakışır cinste şişelerin yer aldığı bir konyak ve armonyak vitrini var. Shot’ı 650 TL olan bir konyak bile var bu menüde.  Chilai’ın resident DJ’i Doğuş haftanın dört günü Chilai’ın konseptine uygun tarzda çalıyor. Mekân daha çok yeni, tüm bunlar bir başlangıç. Hazırlıkları tamamlanmadan, sabırsızlıkla yaptığımız bu ziyaretin sonucunda İstanbul’un Chilai ile eksikliği hissedilen tarzda bir konsepte kavuştuğunu söylemek yerinde olur. Gastronomi duraklarınızda aradığınızı bulamıyorsanız, beklentilerinizi düşürmeden yolunuzu en yakın zamanda Chilai’a düşürün.